Bundan sonra BrainKing.com'un türkçe olarak da tadını çıkarabileceğiz. :-) Tartıºma komitemiz herkese açık olup, her türlü seviyeli sohbeti yapabilmemizi umud ederim... :-)
Hatırlamamız gereken 2 önemli nokta var;
1- Bu tartışma komitesinin tr uzantısı bu sayfanın gerçekte var olduğu anlamına gelmemektedir. 2- Tr uzantısı Türkiye'yi değil, Türkçe konuşan herkesi ifade etmektedir.
Subjekt: Re: Komite ve arkadaşlık forumlarına gönderilen mesajlar
Tesshu: İzninizle, bir şeyi öncelikle düzeltelim. Cumhuriyet, bir ülke için en iyi olduğu tescil edilmiş bir yönetim şekli değildir, genel olarak, 'Ülkeyi, halkın yönetmesi' şeklinde bir anlama sahiptir. Bu anlam içerisinde, neyin nasıl yapacağın tamamen belirsizdir. Bu durum, yine yönetim için tercih edilen 'Demokrasi' de de çok farklı değildir. Ve de, demokrasi için zaten, 'yönetim biçimlerinden en az kötü olanı' diye genel bir yaklaşım vardır.
Zaten siz de, en iyi yönetim şeklinin bile, kötü uygulama ve yaptırımla, insanlar için kâbus olabileceğini (mutlaka olacağını değil) söylüyorsunuz ki, katılıyorum. Sanırım, göreceli olarak, daha kötü bir yönetim sisteminin, kötü ellerde çok çok daha fazla kâbus ortamı yaratabileceğini siz de kabul edebilirsiniz.
Ülkemi, güzelliklerini sevmem doğal. Bağlı olarak, ülkem insanlarını, dünya insanlarını, diğer tüm canlıları da severim. Kısaca, 'Yaradılanı, yaradandan ötürü severim!' de diyebilirim. Ama bunu, evrensel hak ve hukuk çerçevesinde yaşama isteğim, kendimi ve yakınlarımı tehlikelere karşı koruma hakkımla birlikte ele alırım.
Somut bir örnekle devam edeyim: Eminim, siz de hayvanları seversiniz. Bazılarını belki diğerlerinden de fazla sevebilirsiniz, aslan gibi. Ama eminim ki bu sevginiz, sizi fiziksel olarak aslana çok fazla yaklaştırmaz. Çünkü doğası gereği sizi 'ham' yapabilmesi mümkün :) Ne yaparsınız, uzak durursunuz. Sevginiz kaybolmaz, onun da birşeyler yemesi ve yaşaması lâzım diye düşünseniz bile bunu ancak kişisel olanaklarınız çerçevesinde yapabileceğinizin farkındasınızdır. Bu aslan örneğini, çeşitli şablonlarla geiştirebiliriz şüphesiz.
Hatta, biraz felsefî yaklaşırsanız, 'her şey (her fikir), ancak zıttıyla hayat bulur' da diyebilirsiniz. Bu, bence de doğrudur.
'Peki, bunlar bizi nereye götürecek, ne anlatmak istiyorsunuz?' dediğinizi işitir gibiyim. Özetlemeğe çalışayım:
Herbirimiz için yaratılmış ve deneyimleyebileceğimiz bir dünya, bir kozmos var. Yaşadığımız sürece, deneyimleyebildiğimiz kadarıyla 'referans (kaynak)' sahibi olabiliyor ve bu referansların bize gösterdiği yolda, kendimize göre (göreceli) doğru kararlar alabiliyoruz. Zamanla, referanslarımız arttıkça, önceki kararlarımızın yeterli olmadığını farkediyoruz ve bu durum herbirimiz için tekrarlanarak süregeliyor.
Yine farkediyoruz ki, çok farklı düzeylerde de olsa (ki bu bir zenginliktir), içinde bulunduğumuz toplumda birlikte yaşadığımız, yaşamak zorunda kaldığımız insanlar var. Görünüşü insana benzese de, aslında 'aslan' karakteriyle aramızda yaşayan bu insanlar, en hafif şekliyle dominantlığını gösteriyor ve yapabildiğini 'ham' yapıyor. Bu arada ben de, 'ham' yapılmamak için en temel ortak görüş noktalarını paylaşabileceğim kişileri arıyor ve öncelikle bir güç odağı oluşturmağa çalışıyorum. Bunu da, ortaya eleştiri örnekleri koyarak yapıyorum. Nasıl ki, kendi fiziksel görünümüzü test için aynadan yararlanıyorsak, toplum içerisinde dile getirdiğimiz fikirler ve aldığımız tepkiler de, sosyolojiden ayna gibi yararlanmadır.
Ben şahsen, Tutagil'in vesile olduğu bu tartışma için memnun oldum. Konu belki farkına varmadan derinleşti. Eğer, başkaca fikirler buraya yazılmazsa, ilgi olmadığını düşüneceğim. Belki başka bir ortamda, başka bir forumda görüş alışverişine devam ederiz.